Şirin bir kasabanın yakınlarında küçük bir gölet ve burada mutlu bir yaşam süren kurbağa aileleri vardı. Bir gün büyük kurbağalar kendi işleriyle meşgulken, gölette eğlenen küçük kurbağalar çevreyi merak ettiler. Ve hep birlikte yamaca doğru tırmanışa geçtiler. Birçoğu bir yandan ilk defa göletten ayrılmanın tedirginliğini yaşıyor, diğer yandan yeni yerler keşfetmenin heyecanını duyuyorlardı. Gölete su içmek için gelen arılar, onlara Okumaya devam et “Bu Küçük Kurbağa Hepimizin”
Küçük Mavi Çiçek
Ayşe hanım, mutfağın camından dışarıya bakarken çok şükür bahar geldi, dedi sessizce. O kış çok çetin geçmemişti. Ama havaların ısınması zaman almıştı. Kırmızı gelincikleri uzaktan uzağa severken, birden bahçeden gelen sesle irkildi. Anneee! Çabuk gel! diye kendi çocukları çağırıyordu. Ayşe hanım durdu… Sesi dinledi, acele etmeden. Sakin olmak hayat düsturlarından biriydi. Çünkü olanda hayır vardır diye düşünürdü, inancı gereği.
Çocukların ses tonlarında farklı bir heyecanı sezdi. Henüz 13 yaşında olan büyük oğlu, 4 yaşında olan küçük kardeşini parka götürmüştü. Okumaya devam et “Küçük Mavi Çiçek”
Çocuklarımızın Tatil Eğitimi
Öğrenmeye odaklanan beyinler asla boş durmaktan hoşlanmazlar. Bir başka ifadeyle insan zihni boş durmayı sevmez. Kişi tatmin edici bir meşguliyet bulamadığı zaman, zihni negatif yönde çalışmaya başlar. Daha çok geçmişi irdeler, yaşadığı negatif olaylara takılır ve agresif bir kişiliğe bürünür.
Yıl boyunca yoğun bir program takip eden çocuklarımızın tatille beraber zihinleri boşalır. Yaz dönemine uygun aktiviteler ve faaliyetlerle zihinleri meşgul olmazsa, aynı şey çocuklarımız için de geçerlidir. Okumaya devam et “Çocuklarımızın Tatil Eğitimi”
Abdest Farkındalığı
Çatlamış toprağın suya hasreti gibidir: abdest. Abdest azalarımız hasret ona. Çölde bir kuşun suya özlemi gibi, vücut ikliminde abdeste özlem duyar başımız, kollarımız, ayaklarımız. Yarın kıyamette abdest azalarından tanınası insanı, mahrum bırakmak istemez o nurdan ve kurtuluştan. Kendi de, o gün görevini en iyi yapabilmek için, hasreti feryada dönüşür her geçen gün. Ne mutlu bu hasreti hissedip, suya koşarak, bu feryadı dindirenlere. Okumaya devam et “Abdest Farkındalığı”
Çocuklarda Sorumluluk Farkındalığı
Bir eğitim öğretim yılı, tatlı telaşları, heyecanları ve koşuşturmaları ile geride kaldı. Çocuklarımızla birlikte kalktık, okula hazırlandık, hatta okula beraber gittik.
Çocuklarımız dersler, testler sınavlar, projeler arasında yoğun bir yıl geçirdi. Bütün gücümüzle, her şartta onların yanında olmaya çalıştık. Hatta onları üniversite sınavlarına bile biz götürdük. Okumaya devam et “Çocuklarda Sorumluluk Farkındalığı”
Sen Uğraş da Kendini Bul, Ama Dikkatli Ol, Kendini Çaldırma!
Önceki yazımızda, «Sen kendini tanımadığından neşelenemedin, huzura kavuşamadın!» buyuran bilgelik pınarı Mevlananın, insanın kendini bilmesi, geliştirmesi, olgunlaştırması hususundaki düşüncelerini, tavsiyelerini ele almıştık.
Ancak, insanın kendini tanıma ve olgunlaşma yolculuğu tek başına gerçekleştirilebilecek kolay bir yolculuk değildir. Zira, kişi kendi kusur, davranış, eylem ve duygularını objektif olarak ölçecek bir Okumaya devam et “Sen Uğraş da Kendini Bul, Ama Dikkatli Ol, Kendini Çaldırma!”
Zalimlerin Zulmü Karanlık Bir Kuyudur!
İsrail Devletinin mazlum Filistin halkına karşı yürüttüğü eylemler, saldırılar, ambargolar hiç şüphesiz çağımızın en büyük kitlesel zulümlerinden, insan hakları ihlallerinden birisidir. Ancak, unutmamak gerekir ki, zalimler ne kadar güçlü olursa olsun hiçbir zulüm politikası amacına ulaşamaz.
Mevlana, Mesnevisinde birçok vesileyle, zulüm, adaletsizlik, haksızlık ve insan hakları ihlalleri yapanların kötü sonlarını haber Okumaya devam et “Zalimlerin Zulmü Karanlık Bir Kuyudur!”
Sen Kendini Tanımadığından Neşelenemedin, Huzura Kavuşamadın!
İnsanın gelişim ve olgunlaşma yolundaki en önemli aşama, kişinin kendisini bilmesidir. Kendini bilmeyen, olgunluğu tadamaz, gelişimini hiçbir zaman tamamlayamaz. Bir çok şey başarsa da asıl dünyaya geliş amacını gerçekleştiremediğinden bir kazancı olmaz.
Kendini bilmen bütün başarıların en büyüğüdür
Çağımızda bilim adamları, insanın evreni tanıma ve sırlarını anlama konusundaki parlak bilimsel keşiflerini vurgularken, Okumaya devam et “Sen Kendini Tanımadığından Neşelenemedin, Huzura Kavuşamadın!”
Aynı Dili Konuşanlar Değil, Aynı Duyguları Paylaşanlar Anlaşabilir
Günümüzde en çok kullanılan kavramlardan birisi iletişim sözcüğüdür. Öyle ki, içinde bulunduğumuz çağ, artık bu kavramla ifade ediliyor: iletişim çağı.
Gerçekten de, günümüzde insan ilişkilerini anlatan kavramın adı iletişimdir. İletişim; kişiler arasında duygu, düşünce ve bilgi alışverişini sağlayan bir etkileşimdir. Bu nedenle, Mevlana “aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.” der. Okumaya devam et “Aynı Dili Konuşanlar Değil, Aynı Duyguları Paylaşanlar Anlaşabilir”
Neyi Arıyorsan, Neyin Peşinden Koşuyorsan Sen O’sun !
Bundan önceki yazımızda, Mevlânâ’nın, o muhteşem ifadesiyle herşeyi altına dönüştüren bir simya olarak nitelendirdiği hayal gücünü ve kullanılmasını ele almıştık. Bu defa, hayal gücünü harekete geçirecek ve doğru yönde kullanmayı sağlayacak hedef belirleme ve gerçekleştirme konusunu, Mevlânâ’nın tespit ve tavsiyeleri ışığında ele almaya çalışacağız.
Neden hedef belirlemek önemlidir ? Okumaya devam et “Neyi Arıyorsan, Neyin Peşinden Koşuyorsan Sen O’sun !”