Mevlana Okyanusunun Parlak Bir İncisi: Muhammed İkbal

Doğunun zaman çizgisine bakıldığında; hem doğuyu hem de batıyı aydınlatan nice güneşlerin yani âlimlerin buradan doğduğunu görürüz. Bu peygamber varislerinin ölümlü yanları bu dünyaya veda ederken, ebedi yanları hala insanlığı ışıtmaya ve ısıtmaya devam etmektedir. Bizler de bu zirve ruhlardan; nasibimiz oranında ve kabımız genişliğinde yararlanmaya çalışmaktayız.

Bu büyük ruhlardan nasıl ki Şems Mevlana’nın üzerine doğarken, onun doğumu için kızıl şafaklar hazırladıysa; Mevlana da kendi kanatları altında başka güneşlerin doğmasına şafak hazırlamıştır. İşte bu son şafaklarda doğan zirve ruhlardan biri de 20. yüzyılda yaşamış (1873-1938) Muhammed İkbaldir.

O, Mevlana’ya olan bağlılığını ve gönül yakınlığını bir şiirinde şöyle dile getirir: “Ben bir dalgayım, parlak bir inci vücuda getirmek için onun denizine yerleşmişim.”  Bir başka şiirinde de “O ateş ve hararettir, ben ise bu ateşin külüyüm.” Benzetmesini yapar. Okumaya devam et “Mevlana Okyanusunun Parlak Bir İncisi: Muhammed İkbal”

REKTÖRLÜKTEN MUTLULUĞUN SİMYACILIĞINA İMAMI GAZALİ


2011 yılı, 18 Aralık günü büyük bilge ve düşünür Gazali’nin (1058-1111) vefatının 900. yıldönümüdür. Bu vesile ile hem ülkemizde hem de uluslararası alanda değişik etkinliklerle anılacak olan Gazalinin, zengin ve derin deneyimlerle dolu sıra dışı yaşam öyküsünü hatırlayalım istedik.

Bu muhteşem zekâ, bilim ve düşünce devi, dönemin en güçlü ve müreffeh devleti Büyük Selçukluların Tus şehrinde doğmuştur. Avrupa’nın ilk Üniversitelerine, binalarıyla, bilim dallarıyla ilham veren, örnek oluşturan Selçuklu üniversitelerinde eğitim görmüştür. Bilimsel açıdan çok yönlü, iyi yetişmiş, üstün yetenekli, kolay ikna olmayan mizacı, ilmi ve fikri bağımsızlığa düşkünlüğü ile tanınmıştır. Okumaya devam et “REKTÖRLÜKTEN MUTLULUĞUN SİMYACILIĞINA İMAMI GAZALİ”