Bir eğitim öğretim yılı, tatlı telaşları, heyecanları ve koşuşturmaları ile geride kaldı. Çocuklarımızla birlikte kalktık, okula hazırlandık, hatta okula beraber gittik.
Çocuklarımız dersler, testler sınavlar, projeler arasında yoğun bir yıl geçirdi. Bütün gücümüzle, her şartta onların yanında olmaya çalıştık. Hatta onları üniversite sınavlarına bile biz götürdük. Bazen de ailecek sınavdan dönen komşuları görünce, bize de haber verseydiniz gelir bizde destek olurduk diyerek abarttığımız bile oldu.
Günümüzde çocuk olmak kolay değil. Çünkü onlar hangi yaşta olursa olsunlar, ailenin, okulun, çevrenin korkunç boyuttaki beklentileriyle karşı karşıya kalıyorlar.
Çocuklarımızla birlikte yıl boyunca, taparcasına başarının peşinden koşuyoruz. Bunun sonucunda sadece ders başarısına odaklı nesiller yetişiyor. Sosyal beceri edinmeden, aile içi sorumluluklarının farkında olmadan, ev içi düzen stillerini oluşturmadan, gençler hayata atılıyor. Bunun sonucunda yeni sorunlar ortaya çıkıyor. Hatta bu sorunlar aile bağlarını zayıflatacak, gençleri evlilikten soğutacak kadar ileri olabiliyor.
Yıl içinde (özellikle kent yaşamında) çocuklarının kendi ev içi sorumluluklarını üstlenen anneler, tatille beraber bu sorunla yüzleşiyor. Çocuklar sürekli evdedir, ev eski düzenini kaybetmiştir. Anneler sürekli çocukların peşinde emirler yağdırır. Odanı topla! Kirlileri sepete at! Kütüphaneyi düzenli tut! Bu bitmek bilmeyen emirler, çocuklarda daha da gevşemeye ve vurdumduymazlığa sebep olur.
Bu tatil günlerini çocuklarımızda, ev içi sorumluluğunu üstlenme, sosyal becerilerini geliştirme, ev yönetimi farkındalığı oluşturma günlerine dönüştürebiliriz. Bunun için, anne tek başına üstlendiği bir çok görevleri, yaş grubuna göre çocuklarla paylaşabilir. Bu takdirde, bu işler çocuklar tarafından annenin gözetiminde, belli bir düzene ve pratikliğe ulaşana kadar sürdürülmelidir.
Siz değerli annelerin bu konunun bilincinde olduğunuzu ve zaten bir çoğunu uyguladığınızı biliyorum. Bu sebepten örneklerimi kısa tutacağım;
Evi toplamak.
Odalarını düzenli tutmak.
Mutfakta yapılacakları rutin hale getirmek. (kahvaltıyı, salataları, masayı çocuklar hazırlayabilir.)
Evin belli yerlerinin temizliğinin takibini yaş grubuna göre çocuklara bırakmak. (13-14 küvet lavabo temizliği, 10-11 balkonların temizliği, 10 yaşından itibaren arabanın temizliği, kapı önü ve merdivenlerden bütün çocuklar sorumlu olabilir.)
Çamaşır asıp, toplamak (4 yaşındaki bir çocuk yamuk yumukta olsa kendi çamaşırlarını asıp, toplayıp çekmecesine koyabilir)
Daha küçük yaş grupları için, kendilerinin giyinip soyunmalarına izin vererek, sorumluluk almalarına fırsat oluşturmak.
Yemekten sonra kendi tabak, bardak gibi bulaşıklarını sudan geçirerek makineye koymak. Bu 5-6 yaştan itibaren annelerin gözetiminde çocukların çok rahat uygulayabileceği bir sorumluluk.
Ayrıca çocuklarımızla kışlık ayakkabılarımızı elden geçirip, tekrar kullanılacak olanları temizleyip, boya, cila yapıp kaldırmak.
Zaman zaman buzdolabı başta olmak üzere, dolaplarımızın temizliğini, düzenini çocuklarımızla birlikte yapmak.
Çarşı, pazar işlerini uygun durumlarda çocuklara bırakmak.
Sevgili anneler bütün bunları çocuklarımızla yaparken hatırımızda tutmamız gereken bazı önemli noktalar vardır. İlk önce bir aile toplantısında konunun öneminin anlaşılması açısından, çocuklarımıza senin yardımına ihtiyacımız var mesajı verilerek, konu paylaşılmalıdır.
Çocuklarımızın bu tür sorumlulukları yeni aldığı durumlarda, beceri düzeylerinin düşük olabileceğini göz önünde tutmalıyız. Dolayısıyla, zamanla görevlerini güzel ve gerektiği gibi yerine getirdiklerini görmek için, annelerin sabırlı olmaları, mükemmeliyetçilikten uzak, rahat ve sakin bir davranış sergilemeleri gerekir.
Bütün bunlar kendi ilgi alanlarının dışında görevler olduğu için, isteksiz davranabilirler. Bu sebepten işleri zamana yayarak tek tek istemek en doğrusudur.
Çocuktan aileye yardım konusunda istenen her sorumluluk süresi en az 2 ders saati kadar olması uygun olur. Üst zaman sınırı, çocuğun yaşına ve yetiştirme tarzına göre aile belirleyebilir.
Çocuklarımızla yapacağımız bu çalışmayı eğlenceye dönüştürebilir, teneffüs aralarında çay, kahve, dondurma gibi şeylerle kendimizi ve çocuklarımızı ödüllendirebiliriz. Bütün bunlara sevgiyi, takdiri, teşviği, iltifatı katarak aramızda ki muhabbeti pekiştirir, başarı oranımızı arttırabiliriz.
Sevgili anneler bu uygulamadan amacımız; çocuklarımızda aile yaşamı konusunda farkındalık oluşturmak, ev yönetimi konusunda bilinçlendirmektir. Çocuklarımıza ağır görevler vererek veya yüksek beklentilerin içine girerek, bu işleri onların gözünde büyüterek aramızı açmak değildir. Bunun için esnek olmak, onların düzen stilini anlamaya çalışmak ve orta yolu bulmak gerekmektedir. Hep aklımızda tutalım ki, onlar, ancak severek ve isteyerek yerine getirdikleri bu sorumlulukların kazandırdıklarıyla; yarının bilinçli aileleri, etkili anne-babaları, başarılı bireyleri olacaklardır.
Bu uygulamayla çocuğumuza, yakın çevresinden sosyal kabul görmesi için sen değerlisin, önemlisin mesajı vermiş oluruz.
Hepimiz çocuklarımızı çok seviyoruz. Onların başarılı ve dengeli bireyler olmalarını arzu ediyoruz. İşte, onlara küçük yaştan itibaren vereceğimiz sorumluluklarla, kendilerine güvenle beraber öz saygılarının gelişmesini ve güçlenmesini sağlamış olacağız. Aynı zamanda bir anne baba için en büyük saadetlerden biri olan, çocuklarının başarısına, mutluluğuna tanık olmanın hazzını tadacağız.
Hatice Sedef ERGÜL
Farkındalık yazılarını okudukça aslında ne kadar çok şeyi farkında olmadan, sadece yapmamız gerektiğine inandığımız için yapıyor olduğumuzu farketmek çok şaşırtıyor insanı.Farkında olmadan yaptığımız şeyler bize ait değilmiş ve hayatı ucundan tutmuşuz ve aslında yaşamamışız hissi veriyor insana.