RÜYA FARKINDALIĞI: ERDEM’İN RÜYASI!

Gecenin sessizliğinde herkes derin bir uykuya dalmıştı.  Canan Hanım küçük oğlu Erdemin ağlama sesiyle uyandı. Sabahın seherinde içini bir hüzün kapladı. Erdem hiç ağlayarak uyanmazdı.  Çünkü sevgi dolu, cıvıl cıvıl, her daim bulunduğu ortamı neşelendiren bir çocuktu.

Canan Hanım telaşla Erdemin odasına koştu.  Erdem yatağının içine oturmuş, ellerini yüzüne kapatmış hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Onu hemen kucağına aldı, göğsüne bastırarak sevgi sözcükleri söyledi.  Neden ağladığını sormak için biraz sakinleşmesini bekledi.  Ama Erdem hiç sakinleşecek gibi değildi.

Annesi bir taraftan başını okşarken, bir taraftan da “ çok mu korktun? Bak ben buradayım, hepsi geçti” dedi. Erdem;  hiç beklenmedik bir şekilde sustu ve “hayır hiç korkmadım, sadece üzüldüm” dedi.  Sonra kaldığı yerden ağlamaya devam etti. Okumaya devam et “RÜYA FARKINDALIĞI: ERDEM’İN RÜYASI!”

Ezan Farkındalığım


Ezan; anne kokusundan sonra seni hayata bağlayan ilk duygu, ilk heyecan. Anne sesinden sonra kulağına gelen en güzel ses, en güzel nağme. Onun namesi bedeninin ahengi ile aynı. İşitsel bir uyanıştır manevi âleme. Sana ruhunu keşfettirir. Her daim onunla yaşadığını anlarsın. Dinlediğin tüm ezgilerde hep o uyanışı hatırlar, o ilk nağmeyi arar durursun. Okumaya devam et “Ezan Farkındalığım”

Bu Küçük Kurbağa Hepimizin

Şirin bir kasabanın yakınlarında küçük bir gölet ve burada mutlu bir yaşam süren kurbağa aileleri vardı. Bir gün büyük kurbağalar kendi işleriyle meşgulken, gölette eğlenen küçük kurbağalar çevreyi merak ettiler. Ve hep birlikte yamaca doğru tırmanışa geçtiler. Birçoğu bir yandan ilk defa göletten ayrılmanın tedirginliğini yaşıyor, diğer yandan yeni yerler keşfetmenin heyecanını duyuyorlardı. Gölete su içmek için gelen arılar, onlara Okumaya devam et “Bu Küçük Kurbağa Hepimizin”

Küçük Mavi Çiçek

Ayşe hanım, mutfağın camından dışarıya bakarken çok şükür bahar geldi, dedi sessizce. O kış çok çetin geçmemişti. Ama havaların ısınması zaman almıştı. Kırmızı gelincikleri uzaktan uzağa severken, birden bahçeden gelen sesle irkildi. Anneee! Çabuk gel! diye kendi çocukları çağırıyordu. Ayşe hanım durdu… Sesi dinledi, acele etmeden. Sakin olmak hayat düsturlarından biriydi. Çünkü olanda hayır vardır diye düşünürdü, inancı gereği.
Çocukların ses tonlarında farklı bir heyecanı sezdi. Henüz 13 yaşında olan büyük oğlu, 4 yaşında olan küçük kardeşini parka götürmüştü. Okumaya devam et “Küçük Mavi Çiçek”